19 Temmuz 2012 Perşembe

Neredeyse üç aydır veganım. Bir gün bile ne yiyeceğim konusunda zorluk çekmedim.
Artık kendimi doğayla, bütünle bağlantılı daha saf ve temiz hissediyorum. Artık kendimi dünyayı yok etmeye çalışan bir pislik gibi değil, iyi insan olmaya çalışan, çevresindekilere zarar vermemek için elinden geleni yapan bir dünyalı olarak hissediyorum. Artık kendimi çok daha fazla seviyorum.
Hayvanları severken içim rahat seviyorum, kendimi sahtekar gibi hissetmiyorum. Her daim gözlerim dört açık, balkonu yıkarken suyun arasına kapılmış bir sineği bile hemen farkedip kurtarıyorum, bunu algımın bunca açılmasına borçluyum, yoksa önceden ölmesine izin veriyordum değil, belki sadece görmüyordum farketmiyordum...
Ailemin ve en yakın arkadaşlarımın tepkilerinden korkuyordum, onları kırıp dökmeden bunun nasıl üstesinden gelebileceğimi düşünüyordum ama hiç öyle olmadı. Meğer vejetaryenliğe geçişim esas büyük eşikmiş. Vegan oldum demem büyük bir etki yaratmadı. Sadece soru işaretleri içinde artık neleri 'daha' yemeyeceğimi sordular o kadar.

Karadenizli anneannemin evinde fasulye diblesi iç yağı/tereyağı vs ile değil ben varken zeytinyağıyla kavruluyor biliyor musunuz? 80 yıllık geleneği bozuldu kadının torunu da yesin diye öyle yapıyor :) Kuzenler çoluk çocuk yedikçe ne hafif ne güzel olmuş derken anneannem bıyık altından gülümseyerek dudağını büzüyor görüyorum ama o da arada benim için öyle yiyor işte şikayet etmiyor. Kimse kabul etmese de, hatta bana gıcık olanlar sürekli sorularıyla üstüme gelmeye çalışsalar da herkes evinde dört duvarı içinde bir silkelenip düşünüyor. Buna eminim. Çevremdeki insanların çok büyük bir çoğunluğunun artık bebek hayvan yemediğini hissediyorum. Acı gerçeklerle yüzleşmek rahatsız ediyor ama içlerinde biraz olsun merhamet varsa yalnız kaldıklarında düşünüp anlıyorlar.

Her şey yolunda gidiyor, mutluyum, huzurluyum, yaşıyorum ve çok sağlıklıyım...

Hiç yorum yok: